*
Sınav yılımın teoride bitmesine saatler var. Pratikteyse biteli birkaç gün oluyor sanırım. Evet, bir süredir hakkını vererek çalışmıyorum; ama biliyorum ki elimden geleni yaptım. Sınav ardından bir hüsranla 'HAYAR YETERİNCE ÇALIŞMADIM ONDAN OLMADI ÜHÜHÜ' diyerek etrafımdaki insanların başlarının etini yiyeceğim de ne yazık ki bir gerçek.
Hızlı gittim bir saniye. Evet, sınav yılım bitiyor ve sonu harika olmayacak bile olsa önümde 2 ila 3 aylık bir tatil olacak. Yani, yarın her şey yolunda giderse ne âlâ; ama gitmezse de üzülmeyeceğim çünkü kendimi ikinci yıla alıştıralı baya oluyor. (bir hafta kadar)
Aslına bakarsanız her şey yolunda giderse ve ben kendimi ekimde İstanbul'da bulacak olursam da üzüleceğim, her şey çok ters giderse ve eylülde ders çalışmaya başlayacak olursam da. Şöyle de bir şey var ki, iki durumda da öğrencilik hayatımı askıya alacağım için sevineceğim ve şu an düşündüğüm tek şey bu.
Şu dakikalar itibariyle kendimi ifade etmek isteyişimin asıl sebebiyse yapacak hiçbir şey bulamıyor olmam. Ders çalışmadığım zamanlarda ne yaptığımı unutmuşum, bunu fark edişim de geçen hafta cumartesi sabah saatlerine denk geliyor. Aslında 23 Mart'ta da (ygs'den bir gün önce) fütursuzca dolanıp durmuştum tüm gün evde. Böyle söyleyince komik evet; lakin şu eğitim sisteminin gerzoluğu karşısında akıl sağlığımı koruyabilmiş olmam da takdire şayan bence.
Ne diyordum? Cumartesi günü yapacak hiçbir şey bulamadım. Ertesi gün lys'lerin ikinci oturumu olan matematik-geometri sınavı vardı (buraya iki defa küfür yazıp sildim), benim ders çalışmayı bırakmış olmam gerekiyordu, ki çalışmama gerek de yoktu çünkü ben cuma akşamı 2012 yılının sorularını çözüp 50 matematik sorusundan 47 doğru, 30 geometriden de resmen 30 doğru yapmıştım (oha bana) ve pazar gününden beklentim de bu yönlerdeydi. Biraz önce size 80 sorudan 76 küsür netimle hava attım ve pazar günü de havamı aldım. Evet, aynen böyle oldu.
Pazar günü sınav esnasında hayatımın en boktan dakikalarımı geçirdim, böyle de net iddia ediyorum. O soruları hazırlayan zihniyeti çıkarsaydım da 75 dakika verip 'al sana 50 matematik sorusu, çöz bakalım:)))' deseydim kaç tanesini çözebilecekti, hakikaten merak ediyorum. Zira her sınavdan sonra Türkiye'nin seçilmiş 3-5 lisesinden toplama öğrencileri çıkartıp televizyondan 'ÇOK KOLAYDI' dedirtmeyi bilen yetkili abilerimiz, ablalarımız bu sefer SORULARI ÇÖZEMEDİ. Yine çok net iddia ediyorum ki o adamlara cevap anahtarı çıkarılıp verilmemiş olsaydı o soruları nah çözerlerdi. Nitekim de 'cevaptan giderek söylüyorum ki A seçeneğini yerine yazarsanız çıkıyor' tarzı cümlelerle soru anlattılar bana.
Yazıya başlarken niyetim lys1'e hakaretler ederek sizi sıkmak değildi, fakat başladım ve duramıyorum. Affınıza sığınarak devam ediyor ve şu soruyu 2 dakika içinde okuyup, anlayıp, işlem yapıp sonucu bulacak birini arıyorum. Çünkü bulursam şikayet etmeyi kesicem ama yemin ederim ki ben hiçbir şey anlamadım :(
Sanırım kendisi max-min sorusu. Ama ben hayatımda hiç böyle max-min problemi görmedim lan. Son bir ay boyunca integral çalışıp sınavdaki integrallere dokunamadan sınavdan çıktım. 40-50 arasına üç dakika içinde baktım, çünkü integral ve türevleri okuyup anlayacağım derken kaybedeceğim vakitle başa dönüp polinom sorusunu çözebilirdim. Öyle de yaptım, çözdüm polinomu heyyo ama soruyu iptal ettiler. Gel de sinirlenme sonra. Zaten sınavın yarısından sonra bir hıçkıra hıçkıra ağlama isteğidir geldi ve günün ilerleyen zamanlarında da hiç geçmedi. İşin kötüsü ben soruları çözememeye başlayınca o beyin çalışmayı zaten bıraktı. Nasıl olsa çözemiyor dedi sanırım, ne bileyim. Zor olduklarının da farkında değildim ben, gerizekalı olduğumu düşündüm uzunca bir süre. Meğer zormuş, ondan çözememişim. Hayır bir de 75 dakika dolunca matematik kitapçığını elimizden aldılar, dört dakika içinde geometriye başlattılar ya... Ulan şerefsiz ben zaten tir tir titriyorum bi bok yapamamışım, kaç boşum var onu bile bilmiyorum, sen karşımda 'BAŞLAYABİLİRSİNİZ ARKADAŞLAR:)))' diyosun. O bir saat nasıl geçti geometride, ne yaptım, nasıl yaptım, niye yaptım, HİÇ bilmiyorum. İşte o dakikalarda yaklaşık olarak 12 yaş attım ben. Şu gelişememişlik mevzuları var ya hani, Türkiye'de ortalama ömür 63 yılken Japonya'da 80lerde ya hani. Hah, bu yüzden işte. Biz sinirden, stresten her fırsatta içimizde yaşlanıp duruyoruz. Sonra da yaşayamadan ölüyoruz.
Çok isyankarım, atlatmıştım oysaki ama yazmaya başlayınca sinirlendim. Ergenim ya üstelik, o da etkili. Neyse. Diyeceğim o ki, hepimizin emeklerini yerle bir eden gereksiz bir sınavdı. Ne gerektiği gibi eleme işlemini yapabildi, ne de insanların içinde diğer lys'lere çalışacak istek bıraktı. Resmen yapmışlardı ama olmamıştı. Tabii ki önemli olan sıralama ve beni şu an devam etmeye iten tek şey de herkesin sınavının rezalet geçmiş olması.
Konumuz bu değildi ki zaten. Çok zırvaladım sınav sınav diye. Bitsin söz konuşmayacağım bir daha. (yalan söylüyor)
Bugün fen ayağı vardı lys'lerin. Sayısalı bırakalı iki yıl olmuş, ama bu arada hâlâ fen dersleri görmüş benim için bile yapılabilitesi olan sorulardı, zira ortalama bir net çıkardım bile diyebilirim. Eğer edebiyatı da böyle kolay sorarlarsa yarın ve herkes yaparsa ağız dolusu küfürler edeceğim sayın yetkililer, haberiniz olsun. NOLUR Bİ TEK BENİM YAPABİLECEĞİM SORULAR SORUN. Lütfen.
Yazıya başlayış amacımı azıcık hatırladım şimdi. Ben yarından itibaren koskocaman bir boşluğun içine düşeceğimden bana tatilde yapılacak üç-beş şey söyleseniz nasıl cici olur diyecektim. Aklımda olan şeyler arasında pilatese başlamak, Leslie Sansone'cığımla ufak yürüyüşler yapmak, bisiklet sürmek ve filmdir, kitaptır, dizidir kültürel şeyler vardı. Lakin bunları azıcık açarak bana tatlı tatlı öneriler verirseniz dünyanın en güzel insanları olursunuz. :)
Sanırım Taksim'e müdahale başlamak üzere. Kaçtım ben.
Edit: 30 biyoloji sorusundan yalnızca bir tanesinin cevabını A buldum ben. Böyle de iyi biyoloji çözerim.
