Yeni yerler hep korkutucudur. 50 yaşına geldiğimde de bu fikrin savunucusu olacağımı az çok biliyor olduğumdan oldukça rahat konuşacağım. Yeni yerler hep korkutucudur. İnsanlar değişimi, değişmekten ziyade değişim fikrini sevdiklerini söyleyip dururlar ya, insan çok yalancı bir şey bence. İnsan çok şerefsiz.
'Nerelisin?' sorusuna verilecek en güzel, en samimi cevabın 'Nereyi özlüyorsam oralıyım' olmasına karar verdim birkaç gün önce. Sonra da fark ettim ki 18 yıllık hafızam ve içine aldığı her yer, her şey beni oralı yapmaya yetmiş. Aklımın bir köşesinde kalmış en saçma mekan bile çağırıyor şimdi beni. 'Gel bana' diyor, 'Bırak şimdi bulunduğun o kasvetli yeri ve bana gel.' Lakin mekanları var eden zihnim yıllar sonra burası için de sevgi dolu sözler sarf edeceğini henüz bilmiyor.
Bahsetmeye çalıştığım şey aidiyet duygusu. Bir yere ait olduğunu bilmenin seni ne kadar huzurlu ve rahat yaptığını anlatmaya çalışıyorum. Biliyorum ki doğru sözcükler seçemiyorum, asla seçemedim; beni anlayabiliyor olduğunu umut ediyorum. Çünkü beni ben anlayamıyorum. Farklılıklar nasıl oluyor da insanları bu kadar heyecanlandırıyor mesela? Çünkü bence hala hayattaki en gerçek şey geçmiş ve ben gitsem de, kalsam da, yapsam da, ölsem de geçmiş hep orda biliyorum. Ah, biliyorum, biliyorum... Hiçbir şeyin gitmemesini istemek, hep bir yere, ama tek bir yere tutunmaya çalışmak çok sağlıksız, biliyorum. Hep kendi hayatımın figüranı olmak istiyorum. Başrol için yaratılmamış olduğumu çok fazla kafaya takıyorum. Bu hisler beni bir gün delirtecek, görebiliyorum.
Bir şeylerden hep kaçıyorum. Göstermemeye çalışıyorum gerçi; ama görüyor musun bilmiyorum. Dilerim beni yanlış tanımıyorsun. Elimden geleni de yapıyorum çünkü. Bunu bilmiyorsun mesela, daha az zorlanmaya başladığım günler oluyor. Sonra bir yerde yoruluyor, pembe çizgili nevresimime kafamı gömüyor ve özlemeye kaldığım yerden devam ediyorum. Evet, malesef bazen pes ediyorum. Beni böyle tanıman gerçekten yaralıyor beni; oysa ben hissizleşmeyi öğreniyorum ve ortada bir sorun kalmıyor. Bazen gerçekten çuvallıyorum anlayacağın. Hala büyüyeceğim günü bekliyorum ya heyecandan çok korkuyla, en saçması da bu geliyor bazen. Yoruluyorum. Düşüyorum. Bazen kalkmak istiyor, kendimde güç bulamıyorum. Bazense yeltenmiyorum bile kalkmaya. Yerde olmak güzel geliyor çünkü, üstüne bassalar dahi görmüyorlar seni. Yok olmak istedikçe yok olabiliyorsun, aklında tut bunu. Ama hiç isteme olur mu, hep var olduğunu bileyim. Bana bir sen iyi geliyorsun çünkü.