30 Tem 2015

ups

Evimden bildiriyorum. Saat 01.37. Hissedilen sıcaklık 30'un üstündedir. Arka balkon biraz esiyor. Klima hasta ediyor, vantilatör şahane.

Deprem oldu diye ana sayfama doksan küsür deprem tiviti düştü. Gündem değişikliği mizahla gelince iyi oluyor. Depremden beş dakika önce, 'acaba nasıl ölmek istemem?' sorusuna kafamdan verdiğim cevap 'deprem sonrası bir enkaz altında üçüncü günün sonunda susuzluktan ölmek istemem herhalde' idi. Nasıl tesadüf belli değil.

Neyse. Tatil çok güzel bir şey ve uyku bandımla bana daima yurt ortamını hatırlatmaması konusunda anlaştık. Yurttan ayrıldıktan sonra yurda dair iyi duygular besliyorum, bu güzel. Aynısı İstanbul için de geçerli. Aslında hayatta bana bir şekilde dokunmuş her şeyi özlüyorum ben. Nefis.

Büyük bir kayıtsızlık içindeyim ve duyduğum, gördüğüm her şeyi reddediyor ve daha fazlasını öğrenmek istemiyorum. Bunca bilgiye hakim olmak zorunda hissetmek için çok gencim. Gerçekten. Henüz isimlerini yazmayı bile bitirmediğim bir film listem var, onları izlemeden beni kimse ölüm düşünmeye zorlamamalı bence. Zira hayat zihninde kötü düşünceler gezerken bile güzel.